
Kahvemi yudumladim ve bardagin tabanini deri dosemeli kanepenin kolcaginin uzerinde duran tablanin uzerine ilistirdim. Kahvemi tekrar elime aldigimda ictigim sigarayi unutmuscasina bi sigara daha yaktim ama napabilirdim canim istedi. Seni dusunuyordum. Beyaza yakin sari samanlarin arasinda, adeta derin bi boslukta duran bi tavuk yumurtasi kadar yalnizdim. Senin varligina siginiyordum ama bi mumun verdigi isik kadar bile aydinlatmaz olmustun artik beni. Iste bu yuzden dusunmek daha caip geliyordu. Ayni zamanda o yumurtanin icinde olan civciv kadar masum ve o yumurtadan cikmayi basaramayan yine o civciv kadar caresiz idim.
Biri elimden tutsun diye bekliyordum,tutsa cekse beni keske. Bu gun isiginda etrafa yaydigim yalnizlik karanligindan bi an olsa kurtarsa beni diye…Hickimse ama hickimse gelmedi yanima bi insan olmasina dahi gerek yoktu aslinda. Bi kedi bile olabilirdi, belki soguk esen bi ruzgar bile kendime getirebilirdi beni; ama olmadi zaten burasi cok soguktu. Alismis gibiydim. Yine de usanmiyordum ummak eylemini tamamiyle yerine getirmekten, umarsizca umuyordum. Ufak bi ari dahi konsa olurdu. Burnumun ucuna konmasini isterdim bakisirdik birlikte kimse de gormezdi bizi, karanligin icindeydik ne de olsa. Seni hatirlatirdi hersey de oldugu gibi bana. Ari da bile senden bi parca bulurdum, uzerine konmus bi toz. Ciceklerden topladigi partikulleri gorurdum, belki senden bi hatira gibi az biraz ufak ama oldukca yogun. Keske konsaydi ama konmadi, varligindan bile yoksundum. Kimse yoktu yanimda ben, beyaz bi kagit, kalem ve bi de silgi duruyordu yanimda. Silgiyle bakisiyorduk, bana yine dolayli yoldan seni hatirlatiyordu, hersey de oldugu gibi.
Sigaradan bi nefes cekerek basladim dusunmeye, vucudumun hava borusundan asaga cigerlerime inmisti duman -derin bi nefes gibi- disari ciktigi zaman toplam gecen sure saniyelerdi. Ne kadar kisa geliyor degil mi? Sadece bi iki saniye. O gecmek bilmedi bende cektigim zifir katran vb. zararli maddeler cikmak istemedi sanki cigerlerimden hava boruma ordan da disariya.
Gecen surede burnuma bi ari kondu usulca bakti, yavasca kanatlarini sildi, kafasini yana yatirdi, beni sen mi cagirdin dermiscesine kaslarini catti, kanatlarini capraz bi bicimde havaya dikti. Ben de goz kapaklarimi anlik kapatip actim, onay verdim, sanki zihnini okuyordum. O kadar mutludum ki keske baska bisey isteseydim o an diye dusundum. Gelip gecsin istemiyordum. Bu ani olumsuzlestirmek istiyordum ama elimde olan bisey degildi yapamazdim.
Ariya bakiyordum, ama bu sefer seni goremiyordum. Herseyde olan sen yoktun bu arida. Ne sen ne de sana ait herhangi bisey. Duygu karmasasi yasiyordum, herseyin anlik olmasina ragmen bana butun olan biten senelere sigmiycakmis gibi geliyordu. Sorsaniz nedenini aciklayamazdim. Uzun bi sure bakistik ariyla ona bi isim koymaya sira gelmisti artik.disi mi erkek mi onu bile bilmiyordum ama koymak gereginde hissediyordum kendimi. "Spes" koydum, cok, cok hosuma gitti bu isim. Tanri soyletmisti sanki bu ismi. Bi kac dakika sonra spesin manasi geldi aklima,"umut". Ayni zamanda spes yunan mitolojisinde umut tanricasiydi ve son tanri olarak anilirdi sadece umutun tecessumuydu, cismanilesmesiydi. Bu umudun insana kalan son sans, son kaynak olduguna bi gonderme gibiydi ya da bana oyle geliyordu.
Kahvemden bi yudum daha aldim, aldigim yere geri biraktim tekrar. Bu gunlerde cok kahve icer olmustum. Spes ilk olarak ufacik adimlariyla burnumdan gozlerime cikti, kirpiklerime ordan da alnima. Begenmedi o kisimlari asagiya inmek istiyordu. Ayaklari titriyordu. Hafifce saldi kendini, birakti ve bi tumsek durdurdu onu, dudaklarimdi. Ona bakmakta zorlaniyordum. Sifir noktasinda gibiydi. Belli bi sure duru orda, binbir cicekten topladigi vitaminleri almak icindilimi goturdum yanina. Tadi aciydi biraz ama gittikce yumusadi, sekerlendi kaldikca, durdukca daha cok istedim ama daha fazlasini vermedi bana. Aslinda bal peteginde alamiycaginiz tatlar vardi onun parmak uclarinda. Spes bana eslik ediyor, ben de ona arkadaslik ediyordum. Bi seyler paylasiyorduk. Ikimizde yorulduk. Biraz dolanmaya cikti yuzumde arka taraflari on taraflari tavaf etti, suratimda basmadik yer birakmadi. Son olarak kulagimda durdu, kanatlarini havalandirdi. Kalkisa hazirlaniyordu. Ucacagina yakin biseyler soylemek istedigini anladim. Hareketsiz av kopeklerinin aldigi ferma pozisyonunu aldim. Aldim ki sadece bi yere odaklanayim diye. Sadece ona ve soyleyecekerine. Onu duymak istiyordum soylecegi o cumleyi, kelimeyi, harfi, mesaji… Bi an icin havaya kalkti sandim ama orda duruyordu, kafami iyice karistirmisti. Bi seyler duymak icin cok guzel bi andi. Ve bana hickimsenin duyamiyacagi bi tonda "tum umudunu kaybetmek,ozgurluktur." dedi, daha sonra cekti gitti. Bi tebessum birakmisti suratimda, vucudumda bi enerji.Bi kac saniye gozlerimi kapadim ve bekledim, actigimda aydinlik dolu bi ozgurluk dunyasinin icindeydim.